Politika

Seçimin korkunç etkisi

Seçim üzerine konuşulacak çok şey var. Fakat konuşulması gereken şey kutup siyasetinin daha da keskinleştiğidir. Bu iklimde Türk milliyetçiliği bir alternatif değil yalnız renk
olmuştur.
Türk milliyetçiliği Akşener ve Bahçeli tarafından imha edildi. Seçimin sonucu budur. Cumhuriyet Halk Partisi, DEM ile açık olarak ittifak yaptığı halde seçmen tarafından cezalandırılmadı. Bu da 2015 ümitsizliğinin yeniden nüksetmesidir. Halkın milli hasassiyeti, ilkesinin olmadığının bir kez daha ispatıdır. Üçüncü yol inşası bitti. Buradan da toparlanmayacaktır.
14 Mayıs 2023 seçiminde Erdoğan’ın kaybetmesini bekliyordum. Fakat buna rağmen diyordum ki, CHP’nin iktidar olması Türkiye için yeni bir dönem demek değildir.

Aynı Amerikancı ton CHP’yi Kemalist kırmızı yapmıyor. Kent Uzlaşısı bunun göstergesidir. Özdağ’ın Kemal Kılıçdaroğlu’na imzalattığı belge CHP için utançtır. Çünkü bu belge CHP’nin kurucu değerler için anlaşma imzalamasıdır. Basına kapalı şekilde, CHP’nin elitlerden gizli şekilde yapıldı.
Yani bunlar olsa olsa Amerikancılığın farklı tonu olurlar.

Zafer Partisi bu seçimde bir önceki seçim performansını tekrarladı. Ama daha ilginçi Zafer’in oyunun 1/10’u kadar oy alan partiler bile belde, belediye kazandı. Zafer Partisi kazanamadı. Hiçbir yerde kazanacak aday çıkartılamamış. Hiçbir yerin eliti Zafer Partisi’nin adayı olmamış, 1000-2000 seçmenli yerlerde bile başarı yok. Kasabalarda sevilen kişiler hangi partiden girerse girsin kazanır.
Buna rağmen hiçbir yerde başarı yok.
Bu sebeple Zafer Partisi ideoloji partisi olarak kalacak. Partiyi ayakta tutanlar, partinin emekçisi değil, adayı değil, kimliği değil; Türk milliyetçileri.
En azından afiş, kurumsal kimliğe dikkat edilmesi gerekirdi.


Cumhuriyet Halk Partisi kitle partisi olarak çok iyi bir teşkilata sahip. CHP’nin Maltepe Belediye Başkanı seçilen
hanımefendiyi televizyonda izlediğim zaman bilgisine hayran kalmıştım. CHP adayı olmasa kazanamaz fakat Zafer Partisi’nin de adaylarından entelektüel sesi duymak isterim. Bir parti yalnız lideri olamaz.

CHP’nin Maltepe Belediye Başkanı olan Esin Köymen’in dikkat çeken tarafı, mimar olmasına rağmen kent sosyolojisine olan hakimiyeti, imarın dezavantajlı gruplar üzerinde etkisi gibi şeyler oldu. Türkiye’de teknik eğitim alan insanlar verimlilik robotu gibi yaşıyor. İnsana, çevreye, geleceğe etkilerini hiç umursamazlar.


Mühendislerden, doktorlardan çıkan gericiler beni hep şaşırtır. Hatta bu konu çözülmesi gereken bir problem. Bilimselleşmiş teknik ile hemhal olup bilimsel yöntemi hayatına uygulayamamak bir tezat.
Hayat anlayışının Marksist-Sosyal demokrat çizgide olduğu kesin. En önemli kısım kent politikalarında önceliğinin rant yaratmak olmaması ve yoksulları korumak olması.
Kentsel dönüşüm ile İstanbul’da yoksullar şehrin merkezinden çepere göçe zorlanıyor. Lüks site inşa ediyorlar adam işçi dairesini küçültüyor ve aylık 5-6 bin lira sadece aidat ödemesi isteniyor. Bölgedeki her şey zenginler ve orta sınıfların alım gücüne göre şekilleniyor. Yani bu kentsel dönüşüm değil, sınıfsal dönüşümdür. Mesela bu konularla ilgili olmayan biriyim benim dikkatimi çekti.
Başka hiçbir aday kentsel dönüşümün kent sosyolojisine etkisini konuşmadı.
Bir şehre belediye başkanı olacak kişi işte böyle entlektüel ve eşitlikçi olmalı. 3000 daireli herifler belediye başkanı değil, kamusal kaynak sömürücüsü olur.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir